Thursday, October 14, 2010

Bekarus Akademikus


Soyu hiç bir zaman tükenmeyecek bir canlı türüdür. Dünyanın çoğu yerinde bulunur ama özellikle Amerika kıtasındaki evrenkent denilen habitatlarda yaşarlar.

Gündüzleri evrenkentlerde dirseklerini aşındıran bu canlı türü akşamları da değişik organizasyonlarda dolgu malzemesi olarak bulunurlar. Yemek sırasına girdiklerinde varsayılan aç insan olarak bakılıp, acınırlar. Uzun süre çevrenin gözlem baskısı altında ne yapacaklarını bilemeden istemsiz saçma hareketler yaparlar.

Artan yemekleri arka bahçedeki inekler yiyeceğine bu canlı türünün tüketmesi ekolojik denge açısından daha faydalı görülmektedir. Onların bir üst grubu olan diğer canlıların yönlendirmeleriyle hızla artık yemekleri bir bakteri çabukluğunda bitirirler. Bu hareketleriyle piramitteki diğer canlı türünün beğenisi kazanıp onları mutlu ederler.

Super habitatın toplu hareketleri öncesinde gerekli operasyonel ya da amele işlerde çok etkindirler. Çoğu zaman sorgulamadan işin yapılacağa mekana gelip karıncalar gibi çift şerit eşya taşınması, temiz yapılması ya da balon şişirilmesi gibi eylemlere dahil olurlar. Yine bu şekilde super habitatın döngüsüne katkıda bulunup dengeyi kurarlar.

Daha ziyade makarna ve çorba adı verilen tabiatta bolca bulunan yiyecek maddesini tüketirler. Bağımlı oldukları üst grupları hem evrenkentte hem de diğer kentlerde mutlu etmek için kasarlar. Genelde depresif halde gezip, Müslüm Gürses, Orhan Gencebay, Ceza gibi hüzünlü ve protest müzik üreticilerinin eserleriyle güne hazırlanır, yalnız kaldıkları zamanlarda bunları mırıldanarak dertlerini unutmaya çalışırlar.

İş dışında dertlerini dinleyecek ve onları dikkate alacak muhatap çok zor bulurlar. Kimseye de yaranamazlar. Başkalarını mutlu etmek için çalışan bu canlı türünün genelde mutluluğu önemsenmez.

Uyku düzenleri tamamen düzensiz olup, heryerde ve her şartta uyuma gibi bir kabiliyetleri vardır. Geceleri yeterli uykuyu alamayan, düzenli de beslenemeyen bu canlı türü salondaki kanepe denen düz zemin üzerinde genelde yorgunluktan uyuyakalırlar. Kanepenin kenarıdaki örtüyü üzerlerine çekip soğuktan korunduklarını sanan bekarus akademikus aslında vücudunun yarısı açıkta uyur ve gece soğuyu yer. Açık kalan yerlerden dolayı da gece saçma sapan rüyalar görüp sabaha daha da kötüleşmiş psikolojiyle kalkarlar.

Kendinden yaşça küçük olan evlikus akademikus türlerinin toplumsal statü olarak piramidin üst tarafına çıkarılmaları onları ayrıca incitir. Çok hassas, ince ve nazik olmaya çalışan bekarus akademikus zamanla problemleri içine ata ata sinir hastası olur, peşinde reflü ve ülser gibi hastalıkla hayata gözlerini yumar.

Türün tükenmemesinin sebebi ise halen bekarus undergradus olan mirasçı türün bir üst basamağa gelmeden gerçeği farketmemesidir. O basamağa da gelince herşey için artık çok geçtir.


2 comments:

  1. Bekar kelimesi farsça ve kürtçede işi olmayan anlamına geliyomus:)

    ReplyDelete
  2. This comment has been removed by a blog administrator.

    ReplyDelete